Taksirli Suç Nedir?

Taksirli suç nedir? Taksirli suç, genellikle bireylerin dikkat ve özen yükümlülüğüne aykırı davranarak, kasıt olmadan suç işlemelerine neden olan durumları ifade eder. Bu tür suçlar, kişinin niyetinin suç işlemek olmadığını, ancak tedbirsizlik veya ihmalkârlık sonucu suçun meydana geldiğini gösterir. Trafik kazaları, iş kazaları ve benzeri olaylar taksirli suçlara örnek olarak verilebilir.
Sizlerle birlikte bugün, “taksirli suç nedir, taksirli suç cezası, taksirli suç belirlileri nelerdir” konularını detaylı bir şekilde inceleyeceğiz. Hazırsanız başlayalım!
Hukuk konularında uzman olan Avukat Ümit Çelebi’den bilgi almak için ‘buraya’ tıklayabilir, hizmetlerimizi görüntülemek için ‘buraya’ tıklayabilirsiniz.
Taksirli Suç Nedir?
Taksir ne demek? sorusuna verilecek cevap, taksirli suçların, failin (suçu işleyen kişi) kasıt olmadan, ancak dikkat ve özen yükümlülüğüne aykırı davranarak suç işlemesi durumunda ortaya çıktığını göstermektedir. Taksirli suçlarda failin amacı suç işlemek değildir; fakat ihmalkâr veya tedbirsiz bir davranış sonucunda suç meydana gelir. Bu nedenle, taksirli suçlar, sorusuna etkili bir açıklama sağlar.
Türk Ceza Kanunu’na göre, taksirli suçlar genellikle trafikteki ihlaller, iş kazaları veya mesleki ihmaller gibi durumlarda görülür. Ayrıca, taksirli suçlarda failin kasıtlı hareket etmemesi nedeniyle cezalar, kasıtlı suçlara göre daha hafif olabilmektedir. Örneğin, bir kişinin trafik kurallarına uymayarak kazaya sebep olması ve bu kazada yaralanma veya ölüm meydana gelmesi, taksirle işlenmiş bir suç olarak kabul edilir.
Türk Ceza Kanunu, taksirli suçları özellikle 22. maddede düzenlemiştir. TCK 22, taksirle işlenen suçların genel çerçevesini belirlerken, cezalandırma koşullarını da açıklamaktadır. Madde 22 ayrıca, taksirin bilinçli ve bilinçsiz olmak üzere iki türe ayrıldığını belirtmektedir.
Bilinçli Taksir Ne Demek?
Bilinçli taksir nedir? sorusunun cevabı, en basit şekliyle failin bir eylemi yaparken ortaya çıkabilecek tehlikenin farkında olmasına rağmen bu sonucu istemeden hareket etmesi durumudur. Kısacası, fail oluşabilecek tehlikeyi öngörmekte ancak gerçekleşeceğini düşünmemekte veya olabileceğini bilmesine rağmen sonucu istememektedir. Bu yüzden bilinçli taksir, sıradan taksirdan farklı olarak, failin sonuç hakkında bir bilinç taşıdığı durumlarda ortaya çıkmaktadır.
Örneğin, hız limitini aşarak araç kullanan bir sürücü, kaza yapabileceğini öngörebilir ama kaza yapmayı istemez. Eğer kazada yaralanma ya da ölüm meydana gelirse, bu durum “bilinçli taksir” olarak değerlendirilir.
Türk Ceza Kanunu madde 22/3’e göre, bilinçli taksirle işlenen suçlarda ceza, normal taksirli suçlara göre artırılmaktadır. Çünkü failin olası tehlikeyi öngörmesine rağmen davranışını değiştirmemesi, daha ağır bir sorumluluk doğurduğu için cezayı artırır.
Bilinçsiz Taksir Ne Demek?
Peki, bilinçsiz taksir nedir? Bilinçsiz taksir, eylemi gerçekleştiren kişinin sonucunu öngörmediği, ancak dikkatsiz ve özensiz davranarak bir suçun ortaya çıkmasına neden olduğu durumdur. Burada fail, yaptığı eylemin riskli olduğunun farkında değildir ve sonuçları öngörememektedir. Yani bilinçsiz taksirde, tehlikeli bir sonucun meydana gelebileceği düşüncesi failin zihninde oluşmaz.
Örneğin, uykusuz bir sürücünün dalgınlık nedeniyle kazaya yol açması, bilinçsiz taksire örnek olarak gösterilebilir. Bu durumda sürücü dikkatli olmasa da, kaza olma riskini bilerek ya da isteyerek hareket etmemektedir.
Bilinçsiz taksirde, failin “tehlikeyi öngörmediği” kabul edilir. Bu nedenle ceza oranı, bilinçli taksire göre daha hafif düzeyde olabilmektedir.
Taksirli Suçlar Nelerdir?
Taksirli suçlar, failin suçun sonucunu kasıtlı olarak istememesi, ancak dikkatsizlik veya tedbirsizlik sonucu suçu işlemesiyle meydana gelir. Türk Ceza Kanunu’na göre bazı taksirli suçları sizler için bir araya getirdik.
- Taksirle öldürme suçu (TCK 85):
Failin dikkatsizliği veya tedbirsizliği nedeniyle bir kişinin ölümüne neden olması. - Taksirle yaralama (TCK 89):
Bir kişinin dikkatsiz veya tedbirsiz bir şekilde yaralanmasına neden olma. - Taksirli iflas (TCK 162):
İflas etmiş bir kişinin, borçlarını ödemek için gerekli özeni göstermemesi sonucu borçlarını ödeyememesi. - Genel güvenliğin taksirle tehlikeye sokulması (TCK 171):
Kamu güvenliği veya halk sağlığına yönelik dikkatsiz bir şekilde tehlikeye yol açma. - Atom enerjisi ile patlamaya sebebiyet verme (TCK 173):
Atom enerjisi ile ilgili faaliyetlerde, gerekli güvenlik önlemleri alınmadan patlamaya neden olma. - Trafik güvenliğini taksirle tehlikeye sokma (TCK 180):
Trafikte dikkatsizlik veya tedbirsizlik nedeniyle diğer insanların güvenliğini tehlikeye atma. - Çevrenin taksirle kirletilmesi (TCK 182):
Dikkatsiz bir şekilde çevreyi kirletme veya doğaya zarar verme. - Devletin güvenliğine ve siyasal yararlarına ilişkin detayları izahat (TCK 329):
Devletin güvenliğine veya siyasi çıkarlarına zarar verebilecek şekilde bilgi sızdırılması. - Yasaklanan detayları izahat (TCK 336):
Yasaklanmış olan bilgileri açıklama, bunu dikkatsizce yapma. - Taksir sonucu casusluk fiillerinin işlenmesi (TCK 338):
Dikkatsiz veya tedbirsiz bir şekilde casusluk faaliyetlerinin ortaya çıkması.
Türk Ceza Kanunu’na göre taksirli suçların örnekleri yukarıda yer almaktadır. Her bir suç, failin kasıtlı bir amaç gütmeden, yalnızca ihmalkâr davranışlar sonucu ortaya çıkmaktadır.
Kast ve Taksir Arasındaki Fark Nedir?
Kast ve taksir, suçun işleniş biçimine göre cezai sorumluluğun belirlenmesinde önemli kavramlardır. Bu iki terim arasındaki temel fark, failin suç işlediği sırada sonuçla ilgili niyeti ve farkındalık düzeyiyle ilgilidir.
Kast, failin suçun sonuçlarını bilerek ve isteyerek meydana getirmesidir. Suçu işleyen kişi, yaptığı eylemin sonuçlarını önceden öngörür ve bu sonucun gerçekleşmesini ister. Örneğin, bir kişinin başka birine zarar vermeyi planlayarak ve isteyerek hareket etmesi, kasten işlenen suç olarak kabul edilir.
Taksir durumunda ise fail, suçun sonuçlarını istemeden, dikkatsiz ve tedbirsiz davranarak doğurur. Yani failin suçu işleme amacı yoktur, ancak dikkatsiz ya da ihmalkâr hareketler sonucunda istenmeyen bir sonuç ortaya çıkar. Kast ile taksir arasındaki önemli fark, kastta failin sonucun farkında olması ve bilinçli olarak bu sonucu doğurmasıdır. Taksir durumunda ise fail, dikkatsizlik ya da tedbirsizlik sonucu istenmeyen bir sonuca ulaşır.
Taksirle Ölüme Neden Olma Cezası Nedir?
TCK madde 85, taksirle ölüme neden olma cezası ve bu suçun detaylarını düzenler. Buna göre, bir kişi taksirli bir davranış sonucunda yalnızca bir kişinin ölümüne sebep olursa, fail 2 yıldan 6 yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
Eğer taksirle birden fazla kişinin ölümü veya bir kişinin ölümüyle bir veya daha fazla kişinin yaralanması meydana gelirse, ceza oranı değişir. Bu durumda ceza, 2 yıldan 15 yıla kadar hapis cezası arasında belirlenebilir.
Bilinçli taksirle ölüme neden olma durumunda ise ceza, yarı oranında artırılır. Burada fail, olayın riskini bilmesine rağmen tedbirsiz davranış sergilediği için daha ağır bir ceza ile karşılaşır. Taksirle işlenen suçların ceza düzeyi, olayın doğal gelişimine ve seyrine bağlı olarak değişir. Bu yüzden sürecin doğru bir şekilde yönetilmesi için bir avukatla çalışmak oldukça önemlidir. Örneğin, Kalemci İzmir Avukat ve Hukuki Danışmanlık Bürosu olarak İzmir’deki ceza avukatlarımızla tüm sürecinizi titizlikle takip etmekteyiz. Bizimle iletişime geçerek daha detaylı bilgi alabilirsiniz.
Taksirle Yaralama Cezası Nedir?
Taksirle yaralama nedir ve cezası nedir? Türk Ceza Kanunu’nun 89. maddesi kapsamında, eğer bir kişi taksirli davranışı sonucunda bir kişinin basit tıbbi müdahale ile iyileşebilecek şekilde yaralanmasına sebep olursa, fail 3 aydan 1 yıla kadar hapis cezası veya adli para cezası alabilir.
Ağır taksirle yaralama, daha ciddi sonuçlar doğurduğunda, örneğin hayati tehlike taşıyan yaralanmalar söz konusu olduğunda, ceza artırılır. Bu durumda, fail 6 aydan 3 yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılabilir.
TCK Md. 22/3 ve Md. 21/2: Bilinçli Taksir ve Olası Kast Nedir?
Türk Ceza Kanunu’nda yer alan m.22/3 ve m.21/2 maddelerinde düzenlenen bilinçli taksir ve olası kast kavramları, genellikle karıştırılan ve net bir ayrımın yapılamadığı konular arasında yer almaktadır. Bu belirsizlik, yargılama süreçlerinde ve uygulamalarda çeşitli zorluklara yol açmakta ve yanlış değerlendirmelere neden olabilmektedir.
Bilinçli Taksir (TCK m.22/3):
TCK m.22/3, bilinçli taksiri şu şekilde tanımlamaktadır: “Kişinin öngördüğü neticeyi istememesine karşın neticenin meydana gelmesi halinde bilinçli taksir vardır.” Bu tanım, failin suçun sonucunu öngörmesine rağmen bu sonucun oluşmasını istemediği durumda meydana gelen suçları kapsamaktadır. Ancak, bu tanım tam olarak bilinçli taksirin ne zaman oluşacağına açıklık getirse de, kavramın sınırları net bir şekilde belirlenmemiştir.
Olası Kast (TCK m.21/2):
TCK m.21/2, olası kastı şu şekilde tanımlar: “Kişinin, suçun kanuni tanımındaki unsurların gerçekleşebileceğini öngörmesine rağmen, fiili işlemesi halinde olası kast vardır.” Burada fail, suçun gerçekleşebileceğini bilmektedir ancak sonucun gerçekleşmesini istememektedir. Olası kastta fail, neticenin gerçekleşme olasılığını kabul etmekte, ancak sonucu göze alıp eylemini sürdürmektedir.
Bu iki kavram arasındaki fark, çoğu zaman kavramların tanımlarının tam olarak açık olmamasından dolayı belirsizdir. Bilinçli taksirde fail, suçun sonucunu öngörmesine rağmen bunu istemez ve neticenin gerçekleşmemesini umarak hareket eder. Ancak fail, hareketine devam ettiğinde bu netice yine de meydana gelir. Olası kastta ise fail, suçun gerçekleşme olasılığını öngörür ancak neticenin gerçekleşmesinin onun için kayıtsız olduğu ve bu durumu kabul ettiği görülür.
Yargı Uygulamasındaki Zorluklar:
Bu iki kavramın net bir şekilde ayrılmaması, özellikle yargılamada ve Yargıtay’ın kararlarında karışıklıklara yol açmaktadır. Uygulayıcılar, bilinçli taksir ve olası kast arasındaki farkı net bir şekilde belirlemekte zorlanmakta ve her somut olayda bu kavramları doğru bir şekilde sınıflandırmakta güçlük çekmektedir.
Hukuki Normların Anlaşılabilirliği:
Hukuki normların, toplum tarafından anlaşılabilir ve uygulanabilir olması için bazı niteliklere sahip olması gerekmektedir. Bunlar arasında “netlik,” “basitlik,” ve “meşruluk” bulunur. Ancak, Türk Ceza Kanunu’ndaki bilinçli taksir ve olası kast kavramlarının net bir şekilde tanımlanmamış olması, hukuki normların anlaşılmasını zorlaştıran bir eksikliktir.
Bilinçli Taksir ve Olası Kast Arasındaki Fark Neler?
- Bilinçli taksir, failin suçun sonucunu öngörmesine rağmen, bu sonucu istememesi ve harekete devam etmesiyle meydana gelir. Failin amacı suç işlemek değildir, ancak dikkatsizliği veya tedbirsizliği sonucu istenmeyen bir netice ortaya çıkar.
- Olası kast ise, failin suçun meydana gelebileceğini öngörmesi ve bunun olasılığını kabullenmesidir. Fail, neticenin olma ihtimalini kabul eder ve sonucun gerçekleşmesini istemediği halde, fiili işlemeye devam eder.
Her iki durumda da failin suçun neticesini öngörmesi gereklidir. Ancak, bilinçli taksirde netice istenmeyen bir durumdur, olası kastta ise fail neticenin gerçekleşmesini istememekle birlikte, bunu kabullenir ve yine de hareketini sürdürür.
Taksirli Suç Nedir Hakkında Sıkça Sorulan Sorular
Taksirli suçlar, genellikle dikkatsizlik ve tedbirsizlik sonucu meydana gelen suçlardır. Bu tür suçlar, kasıtlı bir suçtan farklı olarak, failin suç işleme amacı olmadan, dikkatsiz veya ihmalkâr bir şekilde hareket etmesiyle ortaya çıkar. Aşağıda, taksirli suçlar hakkında en sık sorulan soruları ve bu sorulara verilen yanıtları bulabilirsiniz.
Aklınıza takılan bir yer olursa Avukat Ümit Çelebi’ye ‘buraya tıklayarak’ ulaşabilir ve sorularınızı sorabilirsiniz.
Bilinçli taksirin cezasında neden artırım yapılır?
Bilinçli taksir durumunda suçun cezası, failin neticeyi öngörmesine rağmen hareketinden vazgeçmemesi nedeniyle artırılır. Fail, olası tehlikeyi fark eder ancak davranışını değiştirmeyerek istenmeyen bir sonucun gerçekleşmesine neden olur. Bu yüzden ceza, basit taksirli suçlardan daha ağırdır ve ceza üçte birden yarısına kadar artırılabilir.
Olası kast ile bilinçli taksir arasındaki ayrımı nasıl yapabiliriz?
Olası kast durumunda fail, suçun kanuni tanımındaki eylemin gerçekleşebileceğini öngörür, ancak neticenin istenmesi söz konusu değildir. Fail, sonucu öngörür ancak onu istemez. Bilinçli taksirde ise fail, neticeyi öngörmesine rağmen bu sonuca yol açacak davranışlarını sürdürür ve neticenin gerçekleşmesine neden olur. Temel fark, bilinçli taksirde failin neticeyi istememesi ancak buna rağmen neticenin oluşmasına sebep olmasıdır.
Yargıtay’ın belirlediği 1.00 promil miktarının önemi nedir?
Yargıtay’ın belirlediği 1.00 promil miktarı, bilinçli taksir durumunda alkol etkisinin tespiti için kullanılır. Bu miktarın üzerindeki alkollü içki tüketimi, sürücünün güvenli sürüş yeteneğini etkileyebilir ve cezanın artırılmasını gerektirebilir. Bu miktar, sürücülerin alkol tüketiminin cezai sorumluluklarını etkileyen önemli bir ölçüttür.
Taksirli suçlarda cezanın adli para cezasına çevrilmesi nasıl düzenlenmiştir?
Taksirli suçlardan hükmolunan hapis cezası, belirli koşullar altında adli para cezasına çevrilebilir. Ancak, bilinçli taksir durumunda, yalnızca kısa süreli hapis cezaları adli para cezasına çevrilebilir. Bu durum, failin suçun neticesi hakkında öngörüde bulunmuş ancak bu sonucu istememiş olması nedeniyle, ceza indirimi yapılabilecek durumlar arasında yer alır.
Yaralama suçunun bilinçli taksir halinde şikayet aranmaz mı?
Evet, bilinçli taksir durumunda yaralama suçunun şikayet aranmaz. Yasa koyucu, bilinçli taksire dayalı eylemleri daha ciddi bir şekilde değerlendirir ve bu durum için şikayet şartını aramadan cezai işlem yapılmasını öngörür. Bu, failin hareketini öngördüğü ve isteyerek ya da tedbirsizlikle neticeyi doğurduğu anlamına gelir.
Taksirli suçun cezası nasıl belirlenir?
Taksirli suçların cezası, suçun sonucuna, failin davranışlarının ne kadar dikkatli veya tedbirli olduğu gibi faktörlere göre belirlenir. Ceza, Türk Ceza Kanunu’nda düzenlenmiştir.
Trafik kazaları taksirli suç mudur?
Evet, trafik kazaları genellikle taksirli suçlardır. Trafik kurallarına uymamak veya dikkatsizlik sonucu kaza meydana gelmesi, taksirli suç olarak değerlendirilir.
Taksirle yaralama suçunun cezası nedir?
Taksirle yaralama suçu, failin dikkatsizliği veya tedbirsizliği sonucu bir kişiyi yaralaması durumudur. Ceza, yaralanmanın türüne ve ciddiyetine bağlı olarak değişir. Basit yaralama 3 aydan 1 yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılabilirken, daha ciddi yaralanmalar 6 aydan 3 yıla kadar hapis cezasına yol açabilir.
Taksirle ölüme neden olma cezası nedir?
Taksirle ölüme neden olma suçu, failin dikkatsizlik veya tedbirsizlik sonucu bir kişinin ölümüne sebep olması durumudur. Ceza, 2 yıldan 6 yıla kadar hapis cezası olabilir. Ancak, birden fazla kişinin ölümüne veya bir kişinin ölümüyle yaralanmalara yol açan durumlar daha ağır cezalarla cezalandırılır (2 yıldan 15 yıla kadar).
Taksirli suçlar adli para cezasına çevrilebilir mi?
Evet, taksirli suçlardan verilen hapis cezaları, belirli koşullar altında adli para cezasına çevrilebilir. Ancak bilinçli taksir durumunda bu çevrim genellikle yalnızca kısa süreli hapis cezaları için geçerlidir.
Objektif dikkat ve itina yükümlülüğü nedir?
Objektif dikkat ve itina yükümlülüğü, bir kişinin, çevresindeki tehlikeleri öngörerek gerekli dikkat ve özenle hareket etmesini gerektiren bir kavramdır.
Bu yükümlülük, failin kişisel özelliklerinden bağımsız olarak, toplumun genel standartlarına uygun şekilde dikkatli ve özenli davranmasını zorunlu kılar. Örneğin, bir sürücünün trafikte güvenli bir şekilde araç kullanabilmesi için dikkatli ve özenli olması gerekmektedir. Failin bu yükümlülüğe uymaması durumunda taksirli suçlar meydana gelebilir.
Taksirli suçlar hariç olmak suretiyle ibaresi ne anlama gelir?
Taksirli suçlar hariç olmak suretiyle ibaresi, belirli bir suçun tanımlanmasında veya bir ceza hükümlerinin uygulanmasında, kasıtlı suçlar ile taksirli suçların ayrılmasını ifade eder. Bu ibare, taksirli suçların özel değerlendirilmesi gerektiğini ve bu suçlarda cezaların genellikle daha hafif olacağını belirtir. Yani, taksirli suçlar, kasıtlı suçlardan farklı olarak dikkatsizlik veya tedbirsizlik sonucu meydana gelir ve cezai sorumluluk daha farklı bir şekilde belirlenir.
Taksirli suçlarda HAGB sonucu verilebilir mi?
Evet, taksirli suçlarda HAGB (Hükmün Açıkça Geriye Bırakılması) kararı verilebilir. Taksirli suçlarda, failin kasıtlı bir amacı olmadığı ve suçun dikkatsizlik sonucu işlendiği dikkate alınarak, mahkeme failin yeniden suç işlemeyeceği kanaatine varırsa, HAGB kararı verebilir.
Bu durumda, fail cezalandırılmaz, ancak verilen kararın yerine getirilmemesi durumunda, ceza uygulanmaya başlanır. Ancak, bu kararın verilmesi için bazı koşulların sağlanması gerekmektedir, örneğin, failin daha önce sabıkasının olmaması gibi.
Sizlerle birlikte bugün, “taksirli suç nedir, taksirli suç cezası, taksirli suç belirlileri nelerdir” konularını detaylı bir şekilde inceledik. Sizler de konu hakkında daha fazla bilgi almak için, bizlere ‘buraya‘ tıklayarak ulaşabilirsiniz. Diğer yazılarımızı okumak için de ‘buraya‘ tıklamayı unutmayın!
Sizler de tüm hukuki konular da yardım almak istiyorsanız Avukat Ümit Çelebi’den destek alabilirsiniz. Detaylı bilgi ve iletişim için ‘buraya’ tıklayabilirsiniz.